Burun estetiği günümüzde hem kadın hemde erkeklere en çok uygulanan estetik ameliyattır. Kemik yapısının gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı 18 yaşından sonra yapılması uygundur, daha sonraki yıllarda kişinin ameliyata engel bir sağlık durumu yoksa her zaman yapılabilecek bir işlemdir.
Burun ameliyatı kişiye özel olarak düşünülmesi ve yüzümüzün tüm bölgeleriyle uyum içinde hesaplanarak yapılması gereken bir işlemdir. Kişinin alın, çene, elmacık kemikleri gibi bölgelerin yapısı dikkate alınmalı ve yüz bir bütün olarak düşünülmelidir. Ameliyatla güzel bir burun yaratmak her zaman istenen sonuca ulaşmayı sağlayamamakta ve güzel bir yüz oluşturamamaktadır. Ne yazık ki bilgisayar ortamında çizilen görüntüler her zaman gerçek uygulamaya yansıtmamakta veya dijital ortamda yapılan ameliyatta yapılamamaktadır.
Kişiyi (hastayı) doktora getiren sebep sadece burnun görünümüne ait bozukluk olabileceği gibi, beraberinde burun içinde nefes alma problemlerine neden olan deviasyon (kemik eğriliği) ve konka hipertrofisi de (burun içi yumuşak yapıların büyüklüğü) bulunabilir. Burun yapı bozukluğunu yapan başlıca sebepler geçirilmiş kazalar, düşmeler, çarpmalar olabilmekle birlikte burun şekli çoğunlukla yapısaldır ve hastaların geçmişinde kaza benzeri olaylar yoktur.
Burun ameliyatı planlanırken hem fonksiyonel hemde estetik (kozmetik) amaçlı düşünülmelidir yani hem nefes alma sorunu ortadan kaldırılmalı hemde burun şekli arzu edilen hale getirilmelidir. Bu iki problem bir ameliyat ile giderilerek kişinin ayrı ayrı ameliyat olması engellenmiş ve iş gücü kaybı engellenmiş olur. Burundan nefes almanın sağlanması ile hastanın ağızdan nefes alması ortadan kalkar, horlama problemi varsa genellikle düzelir ve sinüzite neden olan başlıca sebeplerden biri olan septum deviasyonu ortadan kaldırılmış olur.
Burun estetiği düşünen kişinin öncelikle yüz yapısı değerlendirilmelidir. Alın yapısı, elmacık kemiklerinin çıkıklığı, çenesinin uzunluğu, yüzünün genişliği gibi yüzü oluşturan bölgelerin özellikleri önemli olduğu gibi kişinin sosyal yapısını değerlendirmek bile bazen gerekmektedir. Her yüze aynı burun yapısının uygun olmayacağı gibi benzer şekilde resimlerden, dergilerden elde edilen resimlerdeki özenilen kişilerin burun şeklinin hastanın yüzüne yakışmayabileceği veya bu şekli oluşturmanın kişinin doku yapısının uygun olmaması nedeniyle mümkün olmayabileceği bilinmelidir.
Burun estetik ameliyatından sonra yeni oluşan burun şeklinin hem doğal bir görünüme sahip olması hemde kişinin yüzüne yakışması ve ayrıca estetik ameliyat geçirmiş olduğunun anlaşılmaması arzulanan bir durumdur. Öyle ki burun estetiği ameliyatı olmuş birçok hasta kendisini tanıyanların ve arkadaşlarının kendisinin ameliyat geçirdiğini anlamadıklarını söylemektedirler ki bu da hoşa giden bir durumdur. Yani hem arzu edilen güzel görünümlü bir burun yapısı hemde yüzünüzde çok kişinin anlamayacağı kadar doğal duracak bir burun yapısı genel hedef bu olmalıdır. Tüm bu yaklaşımlar doğal burun yapısı isteyen kişiler için tarif edilse de yapılacak burun şekli esas olarak ameliyat olacak kişinin arzusuna göre planlanmalıdır. Hasta ile doktorun bu konuyu ayrıntılı olarak konuşması ve tartışması önemlidir.
Burun estetiğinde genel olarak tercih edilen iki yöntem vardır. Bunlar kısaca ‘Açık’ ve ‘Kapalı’ yöntemler olarak ifade edilmektedir. Birbirlerine farklı üstünlükleri olan bu yöntemler içinde ben çoğunlukla ‘Kapalı’ yöntemi tercih etmekteyim. Kapalı yöntemde tüm ameliyat burun içinden yapıldığı için deride hiçbir ameliyat izi bırakmamaktadır. Bunun dışında ameliyat süresince yapılan her işlemin buruna verdiği şeklin fark edilmesini ve nerelere daha ne kadar değişiklik yapılması gerektiğinin görülmesini kapalı rinoplastinin bir üstünlüğü olarak görmekteyim. Kapalı rinoplasti yöntemi asıl olarak çok eski yıllardan beri kullanılsa da son yıllarda önemli teknik gelişmeler göstermiş ve hatta açık rinoplasti için geliştirilmiş bir çok yöntem kapalı rinoplasti teknikleri arasına eklenmiştir. Bu sayede kapalı rinoplasti yöntemi ile burun ucu dahil tüm yapıların ayrıntılı olarak şekillendirilmesi mümkün olmaktadır.
Açık Rinoplasti ameliyatını ise genellikle daha önce birçok kez ameliyat olmuş veya kaza geçirme nedeni ile çok ileri burun yapı problemi olan, kıkırdak kemik eksiklikleri olan hastalarımda kullanmaktayım. Birçok doktor ise açık rinoplastiyi kolay uygulanabilirliği ve burun yapılarının özellikle burunun alt yarısının el altında olması nedeni ile tercih etmektedir. Uygulama, anlama ve öğrenebilme kolaylığı açık rinoplasti yönteminin yaygınlaşmasını ve sık kullanılan bir uygulama haline gelmesini sağlamıştır.
Burun ameliyatı hastaları genelikle hastanede bir gün kalmaktadırlar, çok sayıda hastam da aynı gün eve gidebilmektedir. Hastaların karşılaştığım en büyük korkusu burun içine konan tamponların ağrı yapacağıdır, ancak bazı hastalara hiç tampon koymak gerekmemektedir ve tampon gereken hastalara yeni nesil yapışmaz silikon yapılar kullanıldığı için bu korku boşa çıkmaktadır. Aslında kullanılan bu yapılar tampon değil burun içini şekillendirici splint adı verilen cisimlerdir ve hastaya burundan nefes alma şansı sağlamaktadırlar. Burun ameliyatından sonra bir hafta kadar süre ile burun sırtına plastik (alçı yerine) şekil vericiler kullanılmaktadır. Bu bir hafta süresi içinde kişinin özelliklerine bağlı olarak, göz etrafında oluşabilecek şişlik ve morluklar da kaybolmaktadır. Bu nedenle rinoplasti hastaları yaptıkları işe bağlı olarak bir hafta sonra çalışabilmektedirler.
Burun estetiği ile birlikte, çenenin büyüklüğü veya küçüklüğü değerlendirilerek bunların orantısını sağlamak amacı ile çene büyütme veya küçültme ameliyatı yapılabilir. Bazen küçük bir çene ucu protezi yerleştirmek yüz görünümünü fazlasıyla olumlu olarak değiştirmektedir. Bu işlemler ile daha orantılı bir yüz yapısı elde edilmiş olur.
Son zamanlarda ameliyatın hangi yöntemle yapılabileceğinden başka hangi aletlerin kullanılacağı da ilgi konusu olmuştur. Klasik aletlerin yanı sıra mikrorinoplasti aletleri olarak adlandırılan ince törpü aletleri, kemik kesme ve törpülemede kullanılan elektrikli kesiciler (PİEZO Cihazı) kullanım alanına girmiştir. Bunların kullanımı ile ameliyat sonrası oluşacak olan ödem ve morlukların (ekimozun) daha az olması hedeflenmektedir. Burun şekli oluşturmada üstünlükleri yoktur. Daha az ödem olması beklentisi her zaman sağlanmasa da hastanın kemik özelliklerine göre ihtiyaç halinde tercih edilebilir.
Burun estetiği sinüzit ve horlama sorunlarını çözer mi? Burun estetiğinden sonra burun ucu düşer mi? Burun estetiği ve çene ucu estetiğinin ilişkisi nedir? Yüz ve burun estetiği uygulamaları. Estetiğe neden ihtiyaç duyarız? Burun estetiğinde yaş sınırı nedir? Burun estetiğinde açık ve kapalı ameliyat. Burun ameliyatı ve iyileşme süreci. Burun estetiğinde burun son şeklini ne zaman alır? Burun estetiği ile ilgili merak edilenler ile ilgili aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.