İnsan yüzü kişiyi tanımlayan en önemli bölgedir ve en çok dikkat çeken en görülen alan olduğu için insanlar en çok bu bölgelerine özen gösterir. İnsan yüzünde çok bölge vardır ve bunlardaki hoşa gitmeyen küçük çirkinlikler bile kişiyi oldukça üzebilir. Bu bölgeler arasında burun, kulak, kaş ve göz kapağı ayrı başlıklar halinde incelenmiştir. Geriye kalan yanak, çene, dudak, alın ve boyun bölgeleri beraberce ve genellikle benzer yöntemlerle tedavi edilmektedir.
Yaş ilerledikçe derimizde bulunan tüm katmanlarda değişiklikler olur. Yüzeysel tabakalarda incelme ve salgı bezlerinde azalma, döküntü, renk değişikliği olmakla birlikte derin tabakalarda destek oluşturan ve gerginlik yapan dokularda, elastik liflerde incelme meydana gelir. Bunların sonucu olarak deride kuruluk ve sertleşme, gevşeklik, kuruma, kırışıklık oluşumu, sarkıklık ve yüzeyde lekelenme gibi bulgular ortaya çıkar. Daha derinde deri altı tabakalarda incelme ,hücre kaybı,yağ dokusunun azalması, hatta daha derinde kemiklerde incelme ve erime oluşur. Bu değişiklikler yüz bölgesinde çökmelere ve küçülmeye neden olur, çenede küçülme meydana gelir.Bu nedenle değişik tabakalara ve bunlarda oluşan çeşitli bozukluklara farklı yöntemlerle tedavi aramak gerekir. Bunun için de yüz gibi önemli bir bölgede bu değişik uygulamaları yapma bilgi ve becerisi olan ve hangi yöntemin kişiye maksimum yarar sağlayacağını bilen kişilerin bu işleme girişmesi uygun olur.
Yüz ve boyun bölgesine estetik anlamda yapılacak o kadar çok şey vardır ki bunlar gevşek ve sarkmış dokuları toparlama, deri gevşeklikleri için deri çıkarma, dudak üstü kırışıklıkları için abrazyon, kaş bölgesi için yükseltme, alın kırışıklıkların giderilmesi, çatık kaş, göz altı torbaları, üst göz kapağı sarkıklıkları düzeltilmesi gibi estetik ameliyatlardan botoks ve dolgu uygulamalarına. Yağ dokusu transferlerine, deri soyucu (ablatif) veya derin tabakaları sıkılaştırıcı lazer işlemleri gibi çok farklı uygulamalar gerektirebilir. Yüz estetiğini sağlama esnasında küçülmüş çene bölgelerinin büyütülmesi gündeme gelebilir.Hekim kişiye hangi yöntemin maksimum yarar sağlayacağını tespit ederek ona göre uygulama yapmalıdır. Hastanın istekleri önemli olmakla birlikte doktorun tecrübesi hangi yöntemin daha yararlı olacağını ortaya koyacaktır. Erken dönemlerde genellikle dolgu uygulama veya bölgesel germe, toparlama işlemleri veya iple asma yöntemleri yeterli olsa da daha ileri durumlarda daha ileri müdahaleler kaçınılmaz olur.
Bazı insanlarda çok ileri yaşlarda olsa da birçok kişide destek dokuların zayıflaması ve yerçekimi etkisi ile yanakta aşağı ve öne doğru gevşeme meydana gelir. Bu da dudak yanlarına doğru birikme ve bu bölgedeki çizgide derinleşme şeklinde ortaya çıkar. Bu görüntüyü düzeltmek için ya bu sarkıklığı orta yüz germe ameliyatı denilen yöntemle toparlamak veya en basit şekilde derinleşmiş olan dudak yanlarındaki çizginin doldurulması işlemi yapılabilir. Orta yüz germe ameliyatı saç içinden , alt göz kapağı bölgesinden ve ağız içinden yapıldığı için ameliyat izleri saklanmış olmaktadır. Orta yüz germe ameliyatında deri çıkarılması yapılmadığı için deride iz bırakılmaz, bu bir deri germe ameliyatı değil toparlama ameliyatıdır. Daha çok orta yaşlı insanlara uygun olmaktadır. İhtiyaç olduğunda burun-dudak çizgisinin derinliğini azaltmak ve elmacık kemiği bölgesi ile göz altlarını toparlama için tercih edilebilir, yüz bölgesinde zayıflık ve çökmeler varsa yağ dokusu enjeksiyonları veya dolgu uygulamaları ile takviye yapılırsa daha güzel sonuçlar alınır.
Daha ileri durumlarda yüzde deri ve deri altı dokularda gevşeklik, sarkma ve kırışıklık artar ve yüz toparlama işlemleri yetersiz kalmaya başlar. Bu durumda hem deri gevşekliklerinin giderilmesi hem de deri altı tabakaların eski, gençlik dönemlerinde olduğu bölgelere taşınması gerekir, bu da ancak yüz germe ameliyatları ile mümkün olur. Klasik olarak kulak önünden kulak arkasına uzanan bir kesi yapılarak deri bu kısma doğru çekilir ve deri fazlası alınır. Bu ameliyatta hedefimiz yalnızca deriyi germek değil dokuların gevşemesi ve yer çekimi etkisi ile sarkmış dokuları eski yerlerine taşımak olmalıdır. Bunun için yapılan işlem deri ile beraber deri altı taşıyıcı zar tabakalarını da germektir (superfasyal muskulo-aponevrotik fasya). Derin dokuların germe işlemi yanak alt bölgelerinde oluşmuş şişkinlikleri ve sarkıklıkları gidermek için yapılması gerekli olan bir işlemdir.Yüz germe esnasında sıklıkla çene altı ve boyun gevşekliklerini gidermek için bu bölgelerde ameliyata dahil edilir. Birçok hasta şakak ve kaş bölgelerininde ameliyata katılmasını bu bölgelerinde gençleştirilmesini istemektedir, böylece yüz germe, boyun germe ve kaş kaldırma ameliyatları tek ameliyat halinde yapılmaktadır. Bunlarla beraber göz altlarına, dudak kenarlarına, kaş arasına ve yüzün diğer çöküntü gösteren yerlerine yağ dokusu doldurma işlemi yapılabilir. Kaş Kaldırma ve Alın Germe ameliyatları yüz ameliyatından bağımsız olarak da sıklıkla yapılmaktadır.
Çok ileri olmayan olgularda yüz germe işlemi kısa skar (kısa ameliyat izi) yöntemi ile yapılabilir, bu işlem ile yanaklar, boynun üst kısımları düzeltilebilir. Bu ameliyatta iz kulak önünden başlar ve kulak arkasına çok kısa olarak döner. Kaş yanlarını ve boynun alt kısımlarını düzeltmek için ameliyat izi zorunlu olarak uzatılır.
İnsanları üzen en önemli değişikliklerden biri de zaman içinde yüz bölgesinde oluşan ince kırışıklıklardır. Bunları yok etmek amacı ile yüz ameliyatları esnasında yüzeyel ablatif (derinin üst tabakalarını soyan) lazer uygulama veya dermabrazyon uygulanabilir. Bu sayede yüz bölgesi hem toparlanmış hemde kırışıklıklardan arındırılmış olur,tek başına yüz germe ameliyatları kırışıklık yok etme konusunda yetersiz kalmaktadır. Yüz germe ameliyatları her mevsimde uygulanabilse de yüzeyel uygulanan lazer ve abrazyon gibi işlemler de güneşli mevsimler tercih edilmemektedir.
Yüz ameliyatlarında genel olarak bir günlük hastanede kalma süresi vardır. Bunu birkaç gün evde dinlenme dönemi takip eder, bu birkaç günden sonra hasta evde kendi ihtiyaçlarını rahatlıkla görür. Yüzde ve sıklıkla göz kapağı estetiği ile beraber yapıldığı için göz etrafında biraz morluk ve şişlik (ödem) beklenmelidir. Bu değişiklikler bir hafta kadar sürer ve alınması gereken dikişler kullanılmışsa bunlarda bir haftada alınır. Seyahat etmek isteyen hastalar da kendiliğinden yok olan dikişler kullanılarak 3-4 gün sonra seyahate çıkmalarına olanak sağlanır.
Yüz estetiği denilince aklımıza birçok şey geliyor; yüzün sarkıklığı, derisinin kırışıklığı, dokusunun azlığı, kırışıklıklar, lekelenmeler bir çok şey yüz estetiğinde karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan en sık bilinen, en eski yöntem olan yüz germe ameliyatı yöntemi hala büyük deformiteler, büyük bozukluklar için boyun germeyle birlikte, alın germeyle birlikte kullanılmaktadır. Yüz germe ameliyatları, boyun germe ameliyatları eskisine göre çok gelişmiş, çok değişmiştir. Önceki döneme göre çok daha başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Yüz germe ameliyatları; kulak önünden geçip kulak arkasına giden çok ince bir insüzyonla kesi yeriyle yapılmaktadır. Ameliyattan sonra da bunların izini görmek bazen mümkün olmamaktadır.
Yüz germe ameliyatında esas olan yüz derisini gerip bir gerginlik sağlamak değildir aslında. Yüz germe ameliyatında yüzü şekillendirmek, gençleştirmek önemlidir. Sadece deriyi germekle kalmıyoruz, deri altındaki gevşemiş, aşağıya sarkmış dokuları eski yerlerine, gençlikte olduğu yerlere taşıyoruz. Deri de aynı ameliyatta gerilmiş oluyor. Benzer işlem boyunda, boyun kaslarında da yapılıp bu bölgede çene altına kadar uzanan bir gerginlik ve düzeltme sağlanmaktadır.
Bunlara ek olarak yüzde meydana gelmiş yılların getirdiği bozuklukları düzeltmek için yüz germe ameliyatı ile birlikte yüze bazı dolgu uygulamaları, yağ enjeksiyonu uygulamaları aynı anda yapılabilmektedir. Özellikle elmacık kemiklerine, elmacık kemikleri alt bölgelerine, nazolabial oluk dediğimiz burun dudak yanındaki çizgilenmelere derinleşmiş çizgilere yağ enjeksiyonu veya doku transferiyle doldurma işlemi yapılarak yüz germe ameliyatı desteklenmektedir.
Yüz germe ameliyatının kesin bir yaşı yoktur. Çok ileri yaşlarda yapılacak bir ameliyat diye düşünülmemelidir. Orta yaş çağından itibaren yüz germe ameliyatları çok uygun olarak yapılabilmektedir ve hayatının ondan sonraki döneminin daha istenilen bir yüz şekliyle yaşanmasını sağlamaktadır.