Vücutta çeşitli bölgelerinde fazla birikmiş ve o bölgede istenmeyen yağların giderilmesinde Liposakşın (Liposuction) yöntemi yıllarca başarıyla kullanıldı ve başarı ile kullanılmaya devam edilmektedir. Liposakşın ameliyatından sonra ortaya çıkan morarma ve şişliklerin fazla olması, Liposakşının sıklıkla genel anestezi gerektirmesi ve bu nedenle hastane şartlarında yapılabilmesi sebebiyle yeni arayışlar içine girilmiştir. Son yıllarda Liposakşın işlemine tıbbın çeşitli alanlarında kullanılan lazer cihazları eklenmiştir. İstenmeyen fazla yağların eritilmesinde denenmiş ve oldukça başarı göstermekte olen Lazer Lipoliz (lazer ile yağ eritme) cihazları geliştirilmiştir. Lazer lipolizde (lazer liposakşın da denmektedir) esas etki istenmeyen bölgelerdeki yağların lazer ışınının etkisi ile (fototermal etki) eritilmesidir. Bu işlem yağ hücrelerinin hücre zarlarını patlatır ve bu hücreleri yok eder. Opere edilen alanda daha sonra tekrar yağ depolanma ihtimalini ortadan kaldırır. Deri altında birikmiş yağ eritme etkisinin dışında lazerin deri gevşekliğini azaltması çok önemli bir özelliğidir. İşlem esnasında derinin iç yüzeyine uygulanan lazer enerjisi deri altındaki bağ ve destek dokusu hücreleri olan fibrosit adı verilen hücreleri aktifleştirerek kollojen maddesinin yapımını sağlar (fotostimulasyon etkisi). Bu etkisi ile yağ dokusu fazlalığı olmayan ve liposakşın gerektirmeyen alanlarda deri gevşekliğini azaltmak amacı ile (karın, bacak içi, çene altı, kol içi gibi) lazer uygulaması etkili bir şekilde kullanılabilir.
Lazer ışınını deri altına çok ince, fiber adı verilen çubuklarla iletilir, bu fiberlerin deri altına giriş yolları da bu nedenle çok küçüktür ve ancak birkaç milimetre boyutlarındadır. Lazer lipoliz uygulamasının az travmatik (mini invaziv) olması oldukça geniş alanlarda bile lokal-bölgesel anestezi altında uygulanabilme olanağı sağlamaktadır. Bu özelliği sayesinde hastahane şartları gerekmeden uygulama yapılabilmektedir.
Lazer Lipoliz işleminde vücuda girilen derideki yaralanma alanı oldukça küçüktür, derideki 2-3 mm uzunluğundaki bir kesiden deri altındaki yağ tabakasına gönderilen lazer fiberleri çok incedir ve işlem bölgesinde çok az bir yaralanma yapmaktadır. Bunun dışında lazer etkisi ile kılcal damarlarda oluşacak kanama engellenmektedir böylece ameliyat alanında oluşabilecek morarma ve ödem Liposakşın ameliyatına göre çok daha az görülmektedir. Bu sebeple ameliyat sonrasında korse giyme süresi Liposakşına ameliyatına oranla çok daha kısadır. Uygulanan alanda deri sarkıklığını azaltması ve Lazer lipoliz işleminin kendisinin bir deri gevşekliğine neden olmaması Lazer lipoliz kullanımı için başlı başına tercih sebebidir. Hastanın hastaneye yatırılma ihtiyacı bulunmaması, genel anestezinin istenmeyen etki ve risklerinin söz konusu olmaması, iş gücü kaybının çok az olması Lazer Lipolizin ameliyatının Liposakşına oranla diğer üstünlükleridir. Dezavantajı ise genellikle lokal anestezi altında uygulama tercih edildiği düşünülürse, bir seferde küçük alanlara uygulanabilmesidir. Eğer genel anestezi altında uygulama düşünülürse elbetteki bu dezavantaj ortadan kalkmaktadır. Uygulama sonrası arzulanan sonuç hemen görülmek istenirse lazer Lipoliz-Liposakşın kombinasyonu tercih edilmelidir.
Lazer Lipoliz deri altında depolanmış ve şekil bozukluğu yapan, istenmeyen yağların bulunduğu her alana uygulanabilir. Lokal anestezi altında uygulanabilme avantajı kullanılmak istendiğinde özellikle çene altı ve boyun bölgesinde, kolun üst kısmında, bacaklarda ve dizin iç kısımlarında, kalça yanlarında, göbeğin alt kısımlarında, karın yanlarında, erkeklerde görülen jinekomasti durumlarında tedavi amacı ile kullanımı ön plandadır. Ayrıca bahsettiğimiz tüm bu alanlarda deri gevşekliğini azaltmak amacı ile kullanılabilir..
Kısa zamanda iyileşmesi ve işgücü kaybının azlığı Lazer Lipoliz işleminin en önemli özelliklerinden birisidir. Liposakşın ameliyatı ile karşılaştırıldığında özellikle görünen bölgelere yapılan girişimlerde iyileşme hızı bakımından önemli bir avantaj sağlamaktadır. Lazer Lipoliz uygulanan bölgedeki yağ hücrelerinin bir kısmını eriterek yok etmekle birlikte kanamaya neden olabilecek kılcal damarları etkileyerek kanama olasılığını azaltmaktadır ve bu sayede bölgede şişlik ve morarma az olmaktadır. Bunun dışında, kullanılan lazer fiberlerinin ve bunu taşıyan kanüllerin çok ince olması da ameliyat alanında yaralanmayı en aza indirdiği için burada oluşabilecek ödem ve ekimoz gibi istenmeyen gelişmeleri azaltmaktadır. Hastalar genellikle işlem yapılan alanın genişliğine ve yaptıkları işe bağlı olarak 2-4 gün içinde işlerine dönebilmektedir.
Uygulama yapılan alana bağlı olarak hastaların işlemden sonra 3-4 hafta süresince korse giymeleri önerilir.
Laser Lipoliz ve Liposakşın uygulamaları uygulanan alandaki yağ dokusunu oluşturan yağ hücrelerinin sayısını azaltırlar bu nedenle bu işlemlerle elde edilen sonuçlar kalıcıdır. Hastanın sonraki yaşam dönemlerinde kişi kilo alsa bile uygulama yapılan bölgede yağ depolayacak hücre sayısı azaldığı için fazla yağ depolaması yapılamaz.
Uygulamanın sonucu liposakşın işleminde işlem sonrasında hemen görülebilmektedir. Lazer lipolizde böyle bir amaç güdülürse lazer ile eritilmiş yağlar liposakşın işlemi ile hemen emilebilir. Ameliyat sonucunu hemen görmek birçok hastayı mutlu etmektedir.
Ameliyattan birkaç gün sonra ödem artacağından görünüm yanıltıcı olabilir, bu nedenle hastaya korse giymesi önerilmektedir.
Koltuk altı terlemeleri tüm vücut terlemelerinden çok fazla ve rahatsız edici olduğu durumlarda veya yaptıkları meslek gibi nedenlerle koltuk altı terlemelerinden kişinin rahatsız olması halinde kalıcı bir yöntem olarak Lazer Lipoliz tercih edilebilir. Deri altında deri germe işlemine benzer olarak koltuk altı uygulaması bölgedeki ter bezlerini tahrip ettiği için Lazer Lipoliz koltuk altı terlemelerinin kalıcı olarak azaltılmasında kullanılmaktadır. Bu uygulama aynı zamanda bölgedeki kıl sayısında da azalma yapmaktadır.
Lazer Lipoliz işleminde farklı lazer ışını kullanan farklı markalar vardır. Son yıllarda üretilen cihazlar önceki nesile göre üstün performans sergilemektedirler. Lipolizin başarısı cihazın markasından çok uygulamanın kendisine bağlıdır.
Deri ile derin tabakaları birbirine bağlayan dokuların çok sıkı, kalın olması ve bunlar arasında yerleşik olan yağ tabakalarının artması deri yüzeyinde yer yer dışa doğru iterek girintili-çıkıntılı bir görünüme neden olmaktadır. Bu nedenle selülit tedavisinde esas, bölgedeki yağ miktarının azaltılması ve çok gergin olan, deriyi derin tabakalara bağlayan dokuların açılmasıdır. Lazer Lipoliz işleminde uygulama yağ miktarını azaltmakta ve bağ dokularını yer yer açmaktadır. Çok problemli durumlarda sıkı bağ dokuları özel kanüller yardımıyla Lazer Lipoliz esnasında açılabilir. Selülit tedavisinde Lazer Lipoliz ilk tercih edilen ve kalıcı bir yöntemdir.